Çanakkale Ruhu ve Maneviyatı

 

ÇANAKKALENİN ÖLMEZ HATIRALARINDAN

ÇANAKKALEDE VATAN SEVGİSİNDE İMANIN, İNANCIN ETKİSİ

Çanakkale Gelibolu Bolayır “Namaztepe” Avrupa yakasında Gazi Süleyman Paşa  ve arkadaşlarının

ilk Namaz kıldıkları, tarihimiz açısından en önemli mekanlardan bir yer.


1354 Yılında Gazi Süleyman Paşa iki salla 80 civarında Arkadaşları ile beraber Gelibolu Çimpe Kalesi

“NAMAZTEPE”de Avrupa da ilk Namazkıldığı yerlerdendir. 1915 Yılında komutanlarımız tarafından

Namaztepede yapılmış “Mihrabiye” taşı görülmektedir.


Solda cephede asker ve subaylarımız görülmekte, sağda ise bir Şehidimizin üzerinden

çıkan ve bölgedeki müzelerde sergilenen bir Kuranı Kerim.


1407 Yılında İskender Bey Tarafından denizci askerlerimiz için yapılmış
Azepler NAMAZGAHI“.

Çanakkale Savaşalarında vatan sevgisi, bu uğurda fedakarlıklar, cesaretler had safhaya ulaşmıştır. Bir fedakarlık var ki oda bu uğurda kan fedakarlığının yanında CANLARIN feda edilmesidir. Mehmetçiklerimizin İMANLARI gerektiğinde vatanları için canlarını vermeleri gerektiğini İmanları gereği inandıkları kutsal kitabı Kur’an’ı Kerimden ve Peygamberimiz Hz.Muhamammed’in (SAV)  hadisi Şeriflerinden öğrenmiş ve tam bir imanla buna inanmışlardı. Gerktiğinde seve seve  Vatanları için canlarını veriyorlardı.

Aşağıda 2005 yılındaki çalışmalarda ortaya çıkarılmış olan, Şahindere ve Soğanlıderedeki gerçek şehit mezarlarımızdan örnekler.Teğmen Mustafa Efendinin kabir baş taşı ve bir isimsiz hahramanımızın kabri.

 

 

Alay İmamlarının Peygamber Efendimizden uyarladıkları

Hucum Duası

Ey Allahım,senden ahdini,vaat ettiğin yenme yardımını dilerim.
YARAB, sen olmasaydın biz doğru yolu bulamazdık; sadaka veremez, namaz kılamazdık. Bize güç ver. Düşman ile karşılaştığımız zaman bizim dayanma gücümüzü arttır. Çünkü düşman bize zulüm etti. Üzerimize geldi.Fitne verince biz ondan çekindik. Ey Kuranı indiren Allah, ey hesabı çabuk olan Allah, bu düşman topluluğunu yok et. Ey Allahım düşmanı kır. Düşmanları yerinden oynat. BİZİM KARŞIMIZDA DURAMASINLAR.Biz senin kullarınız. Onlarda senin kullarındır. Bizde senin elindeyiz, onlarda senin elindedir.
EY ALLAHIM DÜŞMANLARI KAHREYLE VE BİZİ MUZAFFER KIL. (Ülker, M.Birol)

Üst solda bir  Şehidimizin üzerinden çıkan bir Kuranı Kerim.Sağda ise Seddülbahir Tekke koyundaki  Çanakkale savaşı öncesinden kalan nadir Osmanlı mezar taşlarından örnekler.

ŞEHİTLİK VE MEZARLIK ZİYARET ADABI

Mezarlık kabirleri erkek ve kadınlar ziyaret edebilirler. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor. Kabirler ziyaret ediniz. Çünkü kabirleri ziyaret, size ahireti hatırlatır.
Hz. Peygamber , bizzat kendisi annesi Amine’nin mezarını ziyaret etmiştir.Ayrıca her yıl Uhud şehitlerini ziyaret ederdi. Ara sıra Medinede ki Cennetül Baki mezarlığını ziyaret eder dua ederdi. Kabirleri ziyaret eden kimse kıbleye veya yüzüne karşı durarak şöyle dua etmelidir.’ Ey müminler yurdunun sakinleri !Bizlerde İnşallah sizlere kavuşacağız. Allahtan sizin ve bizim için afiyet dilerim. Ziyaretçinin oturup Kuran okuması sevaptır. Kabirlere doğru namaz kılmak ve kabirler üzerine oturmak doğru değildir. Kabirler üzerine oturmayınız, onlara doğru namaz kılmayınız.(Hz. Muhammet S:A:V) Mezar taşlarına el yüz sürmek, ölülere adak yapmak, kabirlerden istekte bulunmak ve mezarlıkta yüksek sesle konuşmakta dinimizce uygun görülmez.(Diyanet takvim yaprağı)

Üst solda Soğanlıdere Şehitliğinde gerçek Şehit mezarlarından örnekler, üst sağda ise Kireçtepe Şehitliğindeki gerçek bir Şehit Kabri.Bu örnekler binlerce Şehidimiz arasından o kadar az ki.

BOMBA SIRTI VAKASI

Çanakkale Savaşı’nı kazandıran yüksek ruhun örneği destanlaşan alaylarımızla bu sırtlarda sergileniyordu. 27. Alay, 57. Alay ve diğerleri…
“Size Bomba sırtı Vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler, ellerinde KUR’AN-I KERİM, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayran ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı’nı kazandıran bu yüksek ruhtur.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

İZZETTİN ÇALIŞLAR ATATÜRKÜN KURMAY BAŞKANI ANLATIYOR

Bu günkü muharebede askerlerimizin tevekkül ve dindarlıkları pek fazla ve takdire şayandır.
57. Alay ASKERLERİ BAŞKA BİR AŞKLA ÇARPIŞMIŞLARDI. Askerler Şahadet mertebesine varmak hissiyatıyla dolu idi. Cennete kavuşacaklarına iman etmişlerdi . Muharebeden sonra arazi üzerinde şuraya buraya bırakılmış çamaşırlara tesadüf ediliyordu. Bu çamaşırlar şehit olunca temiz elbise ile Cennete kavuşmayı düşünen dindar kahramanların attıkları eski, kirli çamaşırlardı. Yerine temiz çamaşırları giymişlerdi. Böyle bir asker şehit oluncaya kadar gazidir.
Düşmanı önüne katar, şiddetli hücumuna süngüsüne düşman dayanmaz. Bu yüce hatıra askeri tarih ve millimizi süsleyen sayılı vakalardan biri olmaya ve daima takdir edilmeğe değerdir.İşte bugünde öyle oldu. Dünyanın en çevik, en nişancı ve en sporcu insanlarını yüz geri etmiş, gemilerine sığınmaya mecbur etmişti. Hakikaten Arı burnuna çıkan düşman kuvvetleri bu gün tekrar gemilerine binmeğe karar vermek üzere idiler. Fakat yukarıda gösterildi ki müthiş bir donanma ateşlerine karşı bire üç nispetinde üstün düşmanla çarpışılmıştı.Bu iki alayın(27. ve 57.) maddi kuvveti düşmanı büsbütün denize atmaya yeterli gelmedi.57. Alay askerlerinin manevi kuvveti,Alay komutanı binbaşı Avni beyin ve diğer subayların bu hususta muharebeden önce fazlasıyla meşgul olmalarıyla had safhaya getirilmişti. Alay Eceabat’ta Çamburnu meydanlıklarında sık sık mevlidi şerif okutur, dualar okunur, asker ve subayların kalplerindeki iman nuru ateş saçardı. Bu askerler 25 Nisan günü Avustralyalıların ilk hamlede Kocaçimen,Conkbayırı,Sancaktepe,kavaktepe hattını tutmaktan ibaret olan planlarını akıbete uğratırken Düztepeden itibaren Cesaret tepesine kadar olan sahayı adeta birbiriyle temas eden cesetler içinde bırakmıştı.

MİNAREDEN EZAN KESİLECEKSE

Bilecik istasyonunda oğlu Hüseyini askere uğurlayan Anne oğlunu son bir kez daha kokluyor ve şöyle diyordu evladına.
HÜSEYİN… Dayın Şıpkada, baban Dömekede, ağaların sekiz ay evvel ÇANAKKALEDE yatıyor. Bak son yongam sensin! Minarelerden EZAN sesi kesilecekse, CAMİNİN kandilleri körlenecekse sütlerim haram olsun.
Öl de köye dönme. Yolun şıpkaya uğrarsa dayının ruhuna FATİHA okumayı unutma. Haydi oğul yolun açık olsun.

MANEVİYATTIR.

Tekmil tarih-i harb (Harb tarihi) gibi bu seferde gösterdi ki harb de asıl insandır ve bunun bilhassa MANEVİYATIDIR…Bunun aksini kabul etmek ÇANAKKALE müdafasının cinnet olduğuna hükmetmekle müsavidir. Osmanlı devletinin ÇANAKKALE MUHAREBESİ resmi tarihçisi, Erkan-ı harbiye muallimlerinden.                                                                                                                                                                                                                                                      Binbaşı Mehmet Nihat.

EZAN SESİ

Yatsı vakti… türküler, bağlamalar hep sustu Ezan sesi, ruhları vecd içinde sarıyordu. Şarapneller dağılan ufuklardan, Türk Ordusu karanlıkta Allah’ına giden yolu arıyordu.
Ta uzakta ufuklarda öpüştü seher
Gür bir seda dalgalandı seherden evvel
“Duaların zamanıdır, namaza asker
Niyazına vecd içinde Allah’a yüksel.
Hakkı Süha HARP MECMUASI

YAŞLI BİR HOCA ALAYIN ORTASINDA

İmanın, inancın Çanakkale Savaşı’nın kazanılmasındaki katkısına bir örnek:
“Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri bunlarla müjdele.
Ayet-i Kerime, saff.13.AYET
3 Teşrin-i Evvel 1331 (16 Ekim 1915) günü fırka kumandanı emri ile alay içtima ettirildi. Harbiye Nezareti’nden hususi surette vazifelendirilen yaşlı bir hoca alayın ortasına gelerek 61. alaya hitaben ateşli bir nutuk irat etti. Nutkuna şöyle başladı:
“61. alay hoş geldiniz. Necip Türk Milleti! Fatih’in torunları! Yavuz’un çocukları!   Sizler, kabına sığamayan bir arslan kükreyişi ile şu mukaddes vazifeye koştunuz. Gazanız mübarek olsun. Şu anda üzerinize çok mukaddes ve ulvi bir vazife almış bulunuyorsunuz. Ecdadımızın kanıyla yoğrulan şu mübarek vatan topraklarına göz diken hain ve alçak düşmanlara, damarlarınızda ecdadımızın kanının çağladığını göstermek için geldiniz. Sizden evvel bu mukaddes cihada iştirak eden ve bu mukaddes cihadın mutlak bir farz olduğuna iman eden arkadaşlarınız cesaret, şecaat ve kahramanlıklarını hain düşmana tanıttılar. kahir düşmanı süngüleri ile denizin kenarına kadar sürdüler. İşte evlatlarım sizlere de burada ufacık bir vazife kaldı. O da Allah’ın inayetiyle hunhar düşmanı denize dökmekten ibarettir. Düşmanın zırhlısı varsa bizim de Allah’ımız var. Damarlarımızda Türk kanı ve göğsümüzde de sarsılmaz imanımız var. Sizlere emanet edilen bu mukaddes vazifeyi başaracağınıza kalbimdeki imanım gibi inanıyorum. Allah yardımcınız olsun evlatlarım”
Dedi ve içtimaya son verildi.
Bunu müteakip Harbiye Nezareti tarafından gönderilen En’am-ı şerifler, çakmaklar ve sair hediyeler askere dağıtıldı. Çakmakların üzerinde ” Nasrun minallah ve fethun karib” ayet-i kerimesi yazılıydı. Bu meyanda bir En’am-ı şerif de bana verildi. En’am-ı şerif yeşil bir kap içerisindeydi. Bir tarafında “1331 Muharebesi” diğer tarafında “Gazi arkadaşlarıma, başkumandan Vekili Enver” yazılı bulunan bu dini hatıranın manen kıymeti çok yüksekti. Bu nutuk ve dağıtma faslı bittikten sonra içtimaya son verildi. Karargahımıza geldik.       Çanakkale Gazisi ALBAY İbrahim Arıkan
SEYİD ONBAŞININ KOMUTANI YZBŞ: MEHMET HİLMİNİN ANLATIYOR
Önce onları manevi açıdan hazırlamam gerekiyordu. 18 mart 1915 öncesi vatan uğrunda şehit olmak için yemin ediyorlardı.
Bütün erlerde savaş için büyük bir istek vardı. Bu hali sürdürmek gerekiyordu. Daha evvel de bildirdiğim gibi bölükte namaz kılmayan hiç kimse yoktu. Devamlı telkinlerim neticesi olarak dini hisleri olgunlaşmıştı. Manevi güçlerinin sarsılmaz bir duruma gelmesi ise, ancak hakiki din adamlarına dayanarak, Allah’ın istediği şeyleri yaparak olacağına kani olmuştum.
Aşağıda bahsettiğim şekilde uygulamaya koydum:
1-Bugünden itibaren daima abdestli bulunacak ve harbe abdestli olarak başlanacak.
2- Topların dolması için verilecek kumanda ile her toptan sağındaki bir er nöbete çıkacak. Bu suretle 4 er tarafından Ezan-ı Muhammedi okunarak 1. doldurma işi yapılacak.
3- Yeni gelen yedek subay adaylarının medreseden gelen kısmı kendilerine lüzum hasıl oluncaya kadar yüksek sesle tekbir alacaklar. Bir kısmı da Kuran okuyacaktır. Vazifesini bitiren erler, onları kalben izleyecektir. Ateş aralarında ise bütün batarya sesli “tekbir”e katılacaktır.
YEMİN EDİYORLAR. TAAHHÜT EDERMİSİNİZ……EDERİRİZ
Düşmanın Boğaz’dan geçişiyle vatanımız ve İslamiyet alçalma derecesine düşecek, Boğaz’ın muhafazasında ise elde edilecek kazançlar, milletin şerefini kurtaracağı gibi bütün İslam aleminin kalplerinde hasıl olacak minnettarlıktan dolayı vicdani ödül olacak, gazamız Allah ve Peygamber’imizi hoşnut edecektir.

Buradaki yenilgi hiçbir savaştaki yenilgi ile kıyaslanmaz..
Bütün eratın gözlerinde şimşekler çakıyordu. Ülkenin dört bir yanından gelmiş
çeşitli yaşlardaki civanmert delikanlılar, adeta tek vücut, tek yürek olmuş komutanlarını dinliyorlardı. Yüzbaşı Hilmi bey sözlerine, çok iyi bildiği bir soru ile devam ediyordu:
Söylediğim şartlarda harp edeceğiz. Taahhüt eder misiniz?
– Ederiz!
– Öyleyse ahdımızı bir daha yeminle teyit edelim.
VASİYETİMDİR
“Düşman hatlarımızı geçtikten sonra ölürsem beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat; müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam, kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni buraya gömeceksiniz ve gelen nesiller, üzerine bir abide dikecekler.    ( Şükrü Paşa Edirne Müdafii. (Savunucusu))
ATATÜRKÜN EMRİYLE ŞEHİTLER İÇİN MEVLİT
Her sene Çanakkale’de şehitlerimiz için okunan Mevlid, Gülcemal vapuru ile gidilip, büyük merasim vapurda icra kılınırdı.
Bu sene, Gelibolu’ya çıkıp Mehmed Çavuş Abidesi önünde Mevlid-i Şerif’in kıraat edilmesini Atatürk tensip buyurmuş. İki gün evvel beni huzurlarına kabul etti ve merasim hakkında benden izahat istedi: Bu seneki merasime sen riyaset (başkanlık) edeceksin. Güzel bir program tertip et, güzel sesli hafızlardan bir heyetle gidiniz, diye emretti.
Ve İstanbul Müftülüğü’ne, saraydan telefonla bildirdi. Ertesi sabah İstanbul Müftüsü Hafız Fehmi ile bir program tertip edilip ve merasimde bulunacak hafız efendilerin isimlerini yazıp Atatürk’e takdim ettim. Muvafık gördü. “Tebrik ederim, diye iltifatlarına mazhar oldum.
Mevlid Programı İçin Seçilenler
Hafız Saadettin Kaynak, Sultan Selimli (Hafız) Rıza, Beşiktaşlı Hafız Rıza, Hafız Kemal, Hafız Aşir, Hafız Fahri, Hafız Hasan akkuş, Vaiz (Aksaraylı) Cemal, Hafız Burhan.(Yaşanmış Olaylarla Atatürk)
ŞEHİT KİME DENİR
ŞEHİT: Allah yolunda öldürülen müslümana şehit denir. Şehitlik Allah katında yüksek bir rütbedir. Şehit Allah’ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklandırılacağı ve cennete gireceğine şehadet olunduğu için bu adı almıştır.
Kur’an-ı Kerimde şehitler hakkında şöyle buyurulmaktadır. ‘Allah yolunda öldürülenlere(şehitlere) ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz onu anlayamazsınız.
(Bakara 154)
Diğer bir ayetin anlamı şöyledir. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allahın lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan(henüz şehit olmamış) kimselerede hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.
(Al-i İmran 169-170)
Şehitler hakkında Peygamber Efendimiz de şu müjdeleri veriyor.
Şehidin kul borcundan başka bütün günahlarını Allah affeder.(Müslim,İmare)
Hiç kimse Cennete girdikten sonra bütün dünyaya sahip olsa bile tekrar dünyaya dönmeyi arzu etmez. Yalnız şehitler, gördükleri hürmet ve kerametten dolayı dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler.(Buhari- Cihat)
Hz. Peygamber Uhud şehitleri hakkında: “Onları elbiseleriyle gömünüz. Onları yıkamayınız. Zira Allah yolunda yaralanmış hiçbir yaralı yoktur ki kıyamet gününde damarlarından kan fışkırarak huzuru ilahiyeye gelmiş olmasın, rengi kan kırmızı, kokusu misk kokusu olarak.” Buyurmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de Şehitleri: Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz. (3154)
Mehmetçik vatan müdafaasında kendisine Allahın ayetlerini, Resulullahı ve Bedr’in Arslanlarını örnek seçerek Çanakkale’yi geçilmez kıldı.
Bedir nedir? Bedir’de Rasülullah’ın duası nedir? Mehmetçilere niçin Bedir’i hatırlatan broşürler dağıtılmıştı?
Mehmed Akif ERSOY Çanakkale’de şehit ve gazi ecdadımızdan bahsederken onları Bedir savaşında Peygamber (s.a.v.) Efendimizle beraber savaşan sahabelere benzetiyordu. Ne olmuştu Bedirde?

BEDİR NEYDİ ?
Şüheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar..
O, rüku olmasa dünyada eğilmez başlar,
Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor!
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhit’i…
Bedr’in Arslanları ancak bu kadar şanlı idi. M.AKİF ERSOY

“Ya Rab, sen bu topluluğu zafere ulaştırmazsan sana ibadet edecek kimse kalmayacak”
Hz. Muhammed (s.a.v)

BEDR’İN ARSLANLARI BU KADAR ŞANLI İDİLER!
Peygamberimiz (s.a.v.) bu dinin en dindar olanı ve dini pratik hayata en iyi intikal ettirenidir. Bakınız Peygamber Kur’an-ı Kerim’deki şu ayeti kerimeleri Bedir harbinde nasıl pratize ediyor:
“İsteyen, istemeyen, hepiniz savaşa çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Bilirseniz bu sizin için hayırlıdır.” (Tevbe:41)
“Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz. Sabredenlere müjdele.” (Bakara:155)
Peygamber (s.a.v.) ve sahabeleri o günün imkanları nisbetinde sahip oldukları imkanlarını Allah yolunda seferber ettikten sonra, Peygamber askerini harb nizamına sokuyor; eşine tarihte rastlanmayan harb komutunu irad ederek:
-Mesafesi yer ve gökyüzü arası kadar olan cenneti kazanmak üzere harbe hazır olun!
Emrini verdikten sonra Yüce Allah’a iltica ediyor.
– Ya Rab! Sen bu topluluğu zafere ulaştırmazsan yeryüzünde Sana ibadet edecek kimse kalmayacak, diye dua ediyor ve en yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir:
“Ya Nebiyyallah! Rabbine niyaz ettiğin yetişir artık! O sana olan va’dini muhakkak yerine getirecektir.” Diyordu. Ve gerçekten de Yüce Allah kendi uğruna, kendisinin istediği şekilde ibadet eden, O’na dua edenlere icabette geç kalmıyor ve şöyle buyuruyor:
“Rabbinizin yardımına sığınıyordunuz. O “Ben size birbiri peşinden bin melekle yardım ederim.” Diye cevap vermişti. Allah bunu ancak bir müjde olması ve kalplerinizin yatışması için yapmıştı. Yardım ancak Allah katındadır. Doğrusu Allah güçlüdür. Hakimdir.” (Enfal 9-10)
“And olsun siz düşkün bir durumda iken, Bedir’de Allah size yardım etmişti. Allah’tan sakınınız ki şükredebilesiniz.”
– İnananlara: “Rabbinizin size gönderilmiş üç bin melekle yardım etmesi size yetmeyecek mi?” diyorum. Evet eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da hemen üzerinize gelirlerse; Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle imdat edecektir.”
“Yakında o cemaat bozulacak onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.”
(ALİ İMRAN 123/124/125)

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİ NASIL YAZILDI, MEHMET AKİF

Zafer haberini aldığında teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak Enver paşanın yakın dostu kuşçubaşı eşref ile birlikte MEDİNE yakınlarındaki El-Muazzam istasyonundadır MEHMET AKİF…Enver paşayla telefonla görüşen Eşref bey, nice zamandır hep Çanakkale’yi hep merak eden, endişelenen ama umudunu hiç yitirmeyen MEHMET AKİF’E müjdeli haberi ulaştırır.

ÜSTAT! AZİZ ÜSTAT!.. Şimdi size hayatınızın en büyük müjdesini vereceğim. Bana bu mutluluğu bahşeden Cenab-ı Hakka nasıl şükredeceğimi bilemiyorum. ÇANAKKALEDE muzaffer olduk! Muhteşem bir zafer kazandık. Şu anda bütün memleket bu zafer sevinciyle bayram yapıyor. Sizin dualarınız kabul oldu.(Fahrettin paşanın Medine müdafası)F.Kandemir.
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak arkadaşının boynuna sarılır şair… Vecd içindedir. Dili tutulmuştur adeta… İMANLA KAZANILAN ZAFERİN ÇANAKKALE ŞİİRİ o gece doğar M.Akifin kalbinde. Ve sonrasında da mısralar yazıya dökülür tek tek.. ………Sen ki İslamı kuşatmış boğuyorken hüsran, O demir çemberi ,göğsünde kırıp parçaladın…..

ŞEHİTLİK RÜTBESİ(RÜTBEYİ ŞEHADET)
2.fırka Komutanlığı 20 haziran 1915 tarihli müdafaa emrinden, Cennet, dini ilahi ve millet ve vatan uğrunda fedayı can ederek rütbeyi şehadeti ihraz edenlerindir. O makamı muallâya ulaşanlar kollarını açmış bizi bekliyor. Koşunuz oraya, hep beraber koşalım ki vatan kurtulsun.

Azmeyliyerek millet için canı fedaya
Koşmuşlar o günlerde büyük borcu edaya
Tazimleri takdime yetersiz kalır insan
Bir FATİHA, Bin minneti söyler şühedaya…( Nail Memik)

YIL 1916 OCAK 9

İngiliz ve Fransızlar dünyanın değişik bölgelerinden getirdikleri Hiristiyan ve Müslüman sömürgeleriyle beraber 14 ay süren saldırılarının ardından Gelibolu yarımadasını ve Çanakkaleyi kaçarak terk etmişlerdi.

Derin yaralar kapanacak,harabeler üzerinde yeni yerler ortaya çıkacak ve insanlar sevinçle, barışsever çalışmalarının peşinde gidecekler.

Güneş kan kırmızısı haliyle Saroz körfezinin öbür yanı olan Trakyanın dağlarına yöneldi.TÜRKLER TAM BİR VECD İLE AKŞAM NAMAZINI KILDI.

Onlar daima başlarını yukarıdan aşağıya eğerek,uğruna ölüm kalım savaşı verdikleri kutsal vatan toprağına dokunurlar, yüzlerini vatan toprağına sürerler. ALLAH BÜYÜKTÜR.

Vakur bir suküney,sonsuz bir barış Gelibolunun üzerinde bulunmaktaydı.                                                                                     Walter von Schoen

1915 ÇANAKKALE CEPHESİNDE RAMAZAN ORUÇ

Yüzbaşı Mustafa Tevfik anlatıyor.

Mümkün olduğu kadar nefes almamaya çalışıyordum.Hatta ölülerin üzerinde gezinen ve konup kalkan sineklerin vızıltıları okadar kuvvetliydiki kulaklarımızı bile kapatıyorduk, rahatsız edici sesleri bile kimsenin tahammül sınırlarının dışındaydı.

gözlerimizide açmak istemiyorduk.Yemyeşil küf rengi hareketsiz yüzlerin üzerinde uçan ve yapışan sinekler daha sonra bizim üzerimizede geliyorlardı. Bir kaptan başka bir kaba su dodurmak mümkün değildi.Her su içişimizde büyük bir enerji sarf ediyorduk.

Çoğu günleri hiçbirşey yemeden ve içmeden oruçlu geçiriyorduk. Hatta Şaban ayında olduğumuz için Ramazanı oruçlu karşılamak istiyorduk. Eratın ve Subayların büyük kısmı susuzluktan perişan olmalarına rağmen, ŞEHİT OLURLARSA ORUÇLU ÖLMEK İSTİYORLARDI.

Ben ise yaşamak istiyordum, hiç bir zaman bu kadar yaşamak istediğim bir lahza olmadı ve hiç bir zaman temiz havanın, temiz bir ırmak suyunun veye temiz bir çorbanın hasretini bukadar çekmemiştim.

Orucumu açmıştım. Yatsı namazımıda kılıp karargaha yollandım.                     Gelibolu Müfreze Zafer Güler

SİPERDE BAYRAM

6 Teşrini evvel  tarihi Kurban Bayramına tesadüf ediyordu.

İngilizler her nedense bu gece çok sinirliydiler. Bizim dini bayramımızı bildikleri için maneviyatımızı güya sarsmış olmak için şafaktan itibaren  büyük taarruz gününde yaptıkları topçu ateşine  benzer bir bombardımana başladılar.

BUNLARA ALIŞIK OLDUĞUMUZ İÇİN PEK ALDIRIŞ ETMİYORDUK. Bir aralık ateş hafiflemişti. Herkes birbiriyle bayramlaşmaya başladı. Eller sıkılarak bayram tebrik edilirken, herkesin aklından, hayalinden, annelerin, sevgililerin hayali geçtiği görülüyor gibi oluyordu….(Münim Mustafa, cepheden cepheye )

İMAMLAR  VAİZLER

Vakıflar  bakanlığı ve  sultanlar  camilerine ve askeri  birliklere imam  ve  vaiz  yetiştirmek amacıyla  28 Aralık 1912’de  açtığı ” Medresetü’l- vaizin (Vaizler medresesi), 150’den fazla öğrenci kaydetmesine rağmen  bunların bir çoğu askere alınmaları sebebiyle okulu bitirememişlerdir.  Çünkü          birinci    dünya savaşı dolayısıyla               pek çoğu askere çağrılmış  ve gidenlerin ekseriyeti  de  ya  şehit   olmuşlar      veya  gazi olarak geri  dönmüşlerdir.

Sayıları 192’yi bulan taşra medreselerinde ise 1916-1917 öğretim yılında 1.680 talebe  eğitim  görürken, sene  sonunda  bu  rakam  1.5522 ye  düşmüş ve yaklaşık 600 talebe  askerlik nedeniyle okuldan ayrılmıştır…

Arka  arkaya yaşanan  bu savaşlardaki  ağır kayıplar  neticesinde durum o kadar  vahim hale  gelmiştir ki,  köylerde  mevtaları(ölüleri) dini vecibelerine uygun olarak yıkama, tekfin(kefenleme), ve defin (gömme) işlemlerini yapacak  Hoca  bulunmaz olmuş ve  çekilen sıkıntı had safhaya

TEKBİRLER

Yıl 1915…

YER:ÇANAKKALE  ALÇITEPE    KEREVİZDERE

17. Alaydan 2. Tabur hücuma katılması için emir almıştır…

Bu bölükler  tekbir alarak ileri  atılıp Kereviz deresine doğru ilerleyerek birinci hattakilerin de beraberlerinde sürükleyerek siperlere girmişlerdir.( her ne kadar üç bölüğün hücuma katılması emredilmişse  erleri  tutmak imkansız olduğundan 5  bölük hücüma katılmıştır) bu muharebelere 30 Haziran muharebeleri denilmektedir.

CEMİL CONK PAŞA HATIRALARINDAN.

Yalnız 14. Alaya, İsmail tepeye keşif kolları yollayarak irtibat tesis etmesini emrettim. Parantez olarak söyleyeyim:

Çanakkale muharebeleri hep  böyle düşmanın kuvvet  ve cephane üstünlüğü karşısında sebat ve metanet gösterilmekle kazanılmıştır. Kuranın 2. Suresinin 154. Ayetindeki:Ey iman edenler sabır ile ve salat(yalvarı) ile yardım dileyin!…buyruğu  her yerde hükmünü ve tesirini göstermiştir.                                                                                       ( Çanakkale Hatıraları 2. Shf 210)

SELAHATTİN ADİL PAŞA ANLATIYOR… 18 Mart 1915…

Subay ve askerlere savaşa hazır olmaları bildirilmişti.

Subaylar, kumanda ve gözetleme yerlerine, erlerde toplarının başına geçmişler, herkes büyük bir azim ve imanla  beklenilen saldırının vatan için  hayati önemini değerlendirerek görevine sarılmış, bir çok noktalardan  “Allahu Ekber ” le başlayan Ezan sesleri  göklere yükselmişti     (Çanakkale  Hatıraları c1 shf 130)

10 AĞUSTOS CONKBAYIRI TAARRUZU:Mustafa Kemal Atatürk Anlatıyor.

Askerler,  karşınızda ki düşmanı mağlup  edeceğinize  hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.

Kumandan ve zabitlere de işaretime askerlerin dikkatini çekmelerini emrettim. Ondan sonra hücum safının önünde bir yere kadar gidildi  ve oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretini verdim.

Bütün askerler,  subaylar, artık her şeyi unutmuşlar, nazarlarını (bakışlarını), kalplerini verilecek işarete  bağlı bulunduruyorlardı. Süngüleri ve bir ayakları ileri uzatılmış olan  askerlerimiz ve onların önlerinde tabancaları, kılıçları  ellerinde  subaylarımız kırbacımın aşağı inmesiyle demirden bir kitle halinde aslan gibi bir saldırıyla ileri atıldılar. Bir saniye sonra  düşman siperleri içinde İLAHİ BİR BAĞIRTIDAN BAŞKA  BİR ŞEY İŞİTİLMİYORDU. ALLAH ALLAH ALLAH!…….

Düşman silah kullanmaya vakit bulamadı. Boğaz boğaza kahramanca mücadele neticesinde ilk hatta bulunan düşman bütünüyle imha edildi…..

TABUR MÜFTÜSÜYLE BEŞ VAKİT NAMAZ

Sokrat Teğmen anlatıyor.  Emir çavuşum, Tabur kumandanının beni çağırdığını  söyledi. Tabur kumandanın sevinçli ve heyecanlı idi. ( Sokrat efendi evladım. Çok büyük bir zafer kazandık. Hepiniz taltif edileceksiniz. Taburumun şerefini siz yükselttiniz. Varolun) diyerek alnımdan öptü. Bana karşı diğer subaylara olduğu gibi hususi bir teveccühü olan  ve yanımdan hiçbir zaman eksik olmayan  taburumuz Müftüsüyle beş vakit namazını kılan tabur kumandanım bu tebrik ve teveccühü beni   ziyadesiyle memnun etmiş  ve duygulandırmıştı.

Daima hürmet ve sadakatle bağlı bulunduğum Mithat Binbaşımın  ellerini öperek hayır duasını aldım  ve selam vererek KANLISIRT’ın  karanlık hatlarına doğru ilerlemeğe başladım.       (HATIRALAR 1. CİLT SHF324 ARMA YAY)

HAFIZIN VEFASI

Mevlithan ve gazelhan geleneğinin en önemli isimlerinden olan Hafız Kemal bir Çanakkale gazisidir. Alemi İslam’ın son kalesine düşman elinin uzanmaması için  binlerce  Mehmetçik ile birlikte  mücadele veren Hafız Kemal’in  , bu savaş sırasında  bölüğündeki çoğu arkadaşları şehit düşer kendiside yaralanır.

Vucudundaki kurşunu bir şeref madalyası olarak taşıyan bu  billur sesli hafız, son nefesini verene kadar Çanakkale savaşlarının yıldönümlerinde şehitlik bölgelerine giderek, Şehit düşen arkadaşlarının ruhlarına mevlid okuyarak vefa göstermiştir.(Ç.Son şahl. İbr. Refk.)

BİR FATİHA OKUMAK

Çanakkale , Gelibolu, Kanlı sırt, Arı burnu, Kirte,  seddülbahir  ve  birinci dünya savaşına sahne olan Çanakkale harp sahalarını gezmek ve binlerce isimsiz vatan şehidinin yattığı bu mübarek ve mukaddes toprakları ziyaret ederek ruhlarına bir FATİHA okumak her Türkün bir vecibesi ve yurt vazifesi olmalıdır.

Bu harp sahalarını ziyaret etmiş her yurttaşın  büyük bir ibadet etmiş gibi sevap işleyeceğine imanım tamdır.( ARMA HATIRALAR 1 shf 353)

ATATÜRK ANLATIYOR

Mustafa Kemal Atatürk Ruşen Eşrefe Conk bayırında savaş sonrası bir ziyaret esnasında  şu tarihi  sözleri söyler.

“Türk milletinin bu yüksek imanı, Türk milletinin bu yüksek seciyesini görmeseydim, yaşamasaydım,  onlara  ‘ben size ölmeyi emrediyorum!’ dediğim zaman, hiçbirisi Kelime-i  şehadet getirmeden koşmasaydı, onları öyle görmeseydim, istiklal harbine başlayamazdım.

MANEVİ KUDRETTEN İNSAN YAPISI

General Liman von Sanders Türk askerini şöyle tarif ediyor.

” Çanakkaleyi bir asker olarak anlatmak imkansızdır. Çelikten, Manevi kudretten, vatan aşkından bir insan yapısı ne demektir? Bu  sualin cevabı, işte bu gösterişsiz, mütevekkil ve sessiz Anadolu çocuğunun kendisiydi. Saadet Türklerle aynı safta dövüşmektedir. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar

ALLAH İÇİN SAVAŞIYORUZ

Çanakkaledeki bir teftiş esnasında Liman Paşa bir askere sorar:

Asker iyi savaşıyormusunuz?

Evet kumandanım.

Ne için savaşıyorsunuz?

ALLAH RIZASI İÇİN KUMANDANIM..

Liman paşa şaşkındır diğer bir askere sorar:

Ne için savaşıyorsunuz?

ALLAH için savaşıyoruz…

Liman paşanın şaşkınlığı devam etmektedir. Üçüncü bir askere sorar:

Ne için savaşıyorsunuz?

ALLAH rızasını kazanmak için…

Paşanın ağzından şu sözler dökülür:

ASKERLERİ ALLAH RIZASI İÇİN SAVAŞAN BİR MİLLET EBEDİYYEN YAŞAR.

 

Çanakkalerehber.com Çanakkaleyerehber. Çanakkale gezi ruhu.Çanakkale manevi rruhu, çanakkale gezi rehberi.çanakkale gezisi rehberi,Çanakkale kahramanları.Çanakkalekaramanı.Çanakkale şehitlik rehberim. Çanakkale şehitlik rehberi.Çanakkale Ruhu. Çanakkalerehberleri. Rehberi.Çanakkale rehberlik hizmetleri. abideler tur.Çanakkale turu.Çanakkaleye tur.Abidelere tur.Şehitler abidesi turu.Çanakkale şehitlik turu.Abideler tur.Şehitlikler Abideler tur. ÇanakkaleTurizm Çanturder. çanakkale Tarih turu. Rehberlik Hizmetleri.Gelibolu Alan Kılavuzları Kooperatifi.com.Çanakkalede rehberlik,çanakkalede rehberler,çanakkale rehberi.çanakkale gezi rehberi,gezi rehberim çanakkale,çanakkalegezi,çanakkaleyigez,çanakkaledegez,çanakkalede gezi turu,çanakkalede gezi turlar.Çanakkale Şehitlik rehberliği turlar.Şehitlik Tur Rehberliği.Çanakkale Şehitlik Turu.Çanakkale Şehitlik Turu,Çanakkale Şehitlik Rehberlik,Çanakkale Şehitlik Gezi Rehberi.Çanakkale Şehitlik rehberi,Çanakkalede Rehber Nasıl bulabilirim.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*