Çanakkale Mustafa Kemal

ÇANAKKALE DE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (25 ŞUBAT-9ARALIK  1915) ÇANAKKALEDE

Mustafa Kemal Atatürk Yarbay iken Çanakkale cephesinde Milletvekilleri ile Arap yarımadasından gelen Müftü,Din Alimleri ile Edebiyatçılardan oluşan heyete çanakkale cephesini anlatırken.

Atatürk’ün Çanakkale Şehitler Abidesindeki bir anıtı ile Conkbayırındaki anıtı.

10 Ağustos Anafartalar zaferinin yıl dönümünde saatine şarapnelin çarptığı yer sağda.

 

Conkbayırı ve Anafartalarda Mustafa Kemal Atatürk.

Atatürkün görev yaptığı cepheler.

1. YEMEN YÜZBAŞI
2. SELANİK 3, ORDU
3. TRABLUSGARB VE SURİYE
4. SELANİK 3, ORDU 1908
5. TRABLUSGARB 1911
6. 3.ORDU BOLAYIR 1912
7. SOFYA ATEŞELİĞİ 1913
8. 19. TÜMEN TEKİRDAĞ 1915

ATATÜRK ÇANAKKALEDE ÖNCE YARBAY, 1 HAZİRANDA ALBAY

9.   25 ŞUBAT 1915 MAYDOS BÖLGE KOMUTANI
10. 1 Haziran 1915 ALBAY
10. 8 AĞUSTOS 1915 ANAFARTALAR GRUP KOMUTANI
11. 9 ARALIK 1915 ÇANAKKALEDEN AYRILIŞ

12. HASTALANIYOR, İYİLEŞİNCE 1916 EDİRNE
13. 1916 BİTLİS MUŞ
14. 1916 SONU TEKRAR SURİYE
15. 1917 RAHATSIZLANIYOR
16. 1917 SULTAN VAHDETTİN İLE ALMANYAYA GİDİYOR ŞEHRİYAVERİ
17. 2. ORDU KOM. MİRLİVA (TUĞGENERAL)1917 SURİYE
18. 7. ORDU KOM 1918 2.5.7. YILDIRIM ORDULARI KOMT. ŞAM,ADANA, SURİYE.
19. 13. KASIM 1918 GÖREVDEN AZLEDİLİYOR
20. 1919’A KADAR BOŞTA KALIYOR
21. DAHA SONRA 3. KITA MÜFETTİŞLİĞİ ŞEHRİYAVERİ MİRLİVA (TUĞGENERAL)
22. KITA MÜFETTİŞLİĞİ ERZURUM
23. 20 HAZİRAN 1919’DA ASKERLİKTEN İSTİFA EDİYOR
24. 23 AĞUSTOS 1921 YENİ KURULAN ORDUNUN BAŞINA GEÇİYOR
25. 26 AĞUSTOS 1922 DUMLUPINAR MEYD.MUHAREBESİ BÜYÜK TAARRUZ.
26. MİRLİVA, 1. FERİK2. FERİK3. FERİK MÜŞİRLİK (MAREŞAL)

 

 GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN ÇANAKKALE HATIRALARINDAN

BOMBA SIRTI VAKASI

Çanakkale Savaşı’nı kazandıran yüksek ruhun örneği destanlaşan alaylarımızla bu sırtlarda sergileniyordu. 27. Alay, 57. Alay ve diğerleri…

“Size Bomba sırtı Vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler, ellerinde KUR’AN-I KERİM, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayran ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı’nı kazandıran bu yüksek ruhtur.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

ATATÜRKÜN EMRİYLE ŞEHİTLER İÇİN MEVLİT

Her sene Çanakkale’de şehitlerimiz için okunan Mevlid, Gülcemal vapuru ile gidilip, büyük merasim vapurda icra kılınırdı.
Bu sene, Gelibolu’ya çıkıp Mehmed Çavuş Abidesi önünde Mevlid-i Şerif’in kıraat edilmesini Atatürk tensip buyurmuş. İki gün evvel beni huzurlarına kabul etti ve merasim hakkında benden izahat istedi: Bu seneki merasime sen riyaset (başkanlık) edeceksin. Güzel bir program tertip et, güzel sesli hafızlardan bir heyetle gidiniz, diye emretti.
Ve İstanbul Müftülüğü’ne, saraydan telefonla bildirdi. Ertesi sabah İstanbul Müftüsü Hafız Fehmi ile bir program tertip edilip ve merasimde bulunacak hafız efendilerin isimlerini yazıp Atatürk’e takdim ettim. Muvafık gördü. “Tebrik ederim, diye iltifatlarına mazhar oldum.
Mevlid Programı İçin Seçilenler
Hafız Saadettin Kaynak, Sultan Selimli (Hafız) Rıza, Beşiktaşlı Hafız Rıza, Hafız Kemal, Hafız Aşir, Hafız Fahri, Hafız Hasan akkuş, Vaiz (Aksaraylı) Cemal, Hafız Burhan.       (Yaşanmış Olaylarla Atatürk ve Müzik, Hafız Yaşar Okur’un Anıları)

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TABUR İMAMLARI

19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in 18 Mayıs 1915 tarihli ve ertesi günkü taarruz için verdiği emirden iki madde:
1- Baskın gürültüsüzce, sessiz sedasız ve yalnız süngü ile yapılacaktır. Bombalar ancak düşman mevzileri ele geçirildikten sonra düşmanı tahrip için kullanılacaktır
2- TABUR İMAMLARI birinci hatta bulunacak ve eratın manevi güçlerini arttıracak ve sonuna kadar coşturup atılganlaştıracaklardır.

BİNBAŞI HALİS BEY 27.ALAY 3. TABUR KUMANDANI

Onlar her fırsat ta okuyorlardı. Atatürk okuyordu, diğer komutanlar okuyorlardı çalışıyorlardı, savaşıyorlardı, ibadet ediyorlardı.
Halis Bey okumaya çok meraklıydı, nerdeyse tüm yaşamı cephelerde geçmesine rağmen, yanında her zaman okuyacak bir şeyler bulundurmuştur… O savaş yıllarının mahrumiyetinde bulabildiği her kitabı da okumaya çalışmıştır. Dini bütün bir insan olarak, okuduğu kitaplar arasında DUA ve TEFSİR kitapları da vardır. (17-19 mart 2008 Bir Çanakkale kahramanı sergi broşürü)
Bu gün basılı olan ve piyasada satılan ÇANAKKALE RAPORU isimli kitabın yazarıdır bu şanlı gazimiz.         ( 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal)

ALLAH ALLAH SEDALARIYLA CONKBAYIRI

Atatürkün yaptırdığı bu süngü hücumunu İngiliz başkumandanı general Hamilton raporunda şöyle anlatmaktadır.
Ağustosun onuncu günü Türkler fecirle beraber Conkbayırı’na büyük ölçekte bir taarruz yaptılar.Bu muharebe Conkbayırını tutmak için yapılan dört günlük savaşın en şiddetlisi olmuştur.Zamanımız fenninin hazırlamış olduğu silahların hepsini ellerinden atarak, hasımlarıyla boğaz boğaza dövüşen erlerimizin yanına generallerle katıldılar. General Cayley, Cooper ve Baldvin bu gün ölenler arasındadır. Türkler birbiri ardınca “Allah Allah” haykırışlarıyla hakikat pek yiğitçe saldırdılar ve savaştılar. Bizim erlerimizde ırkımıza has olan sebat ve metanet ile dövüştüler ve oldukları yerde canlarını verdiler. Bu boğuşmayı yazıyla tasvir etmek mümkün değildir

İLAHİ BİR BAĞIRTIDAN BAŞKA BİRŞEY İŞİTİLMİYORDU

10 AĞUSTOS CONKBAYIRI TAARRUZU

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ANLATIYOR.
Askerler, karşınızda ki düşmanı mağlup edeceğinize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.
Kumandan ve zabitlere de işaretime askerlerin dikkatini çekmelerini emrettim. Ondan sonra hücum safının önünde bir yere kadar gidildi ve oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretini verdim.
Bütün askerler, subaylar, artık her şeyi unutmuşlar, nazarlarını (bakışlarını), kalplerini verilecek işarete bağlı bulunduruyorlardı. Süngüleri ve bir ayakları ileri uzatılmış olan askerlerimiz ve onların önlerinde tabancaları, kılıçları ellerinde subaylarımız kırbacımın aşağı inmesiyle demirden bir kitle halinde aslan gibi bir saldırıyla ileri atıldılar. Bir saniye sonra düşman siperleri içinde İLAHİ BİR BAĞIRTIDAN BAŞKA BİR ŞEY İŞİTİLMİYORDU. ALLAH ALLAH ALLAH!…….
Düşman silah kullanmaya vakit bulamadı. Boğaz boğaza kahramanca mücadele neticesinde ilk hatta bulunan düşman bütünüyle imha edildi…..

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Tabur imamları birinci hatta bulunacak

19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in 18.5.1915 tarihli ve ertesi günkü taarruz için verdiği emirden üç madde şöyledir.
1. Baskın, gürültüsüzce, sessiz sedasız ve yalnız süngü ile yapılacaktır. Bombalar ancak düşmanın mevzileri ele geçirildikten sonra düşmanı tahrip için kullanılacaktır.
2. Birlikler hücum sırasında, çanta ve fazla ağırlıkları geride bırakacaklardır.
3.Tabur imamları birinci hatta bulunacak.

ATATÜRK ANLATIYOR

Mustafa Kemal Atatürk Ruşen Eşrefe Conk bayırında savaş sonrası bir ziyaret esnasında şu tarihi sözleri söyler.
“Türk milletinin bu yüksek imanı, Türk milletinin bu yüksek seciyesini görmeseydim, yaşamasaydım, onlara ‘ben size ölmeyi emrediyorum!’ dediğim zaman, hiçbirisi Kelime-i şehadet getirmeden koşmasaydı, onları öyle görmeseydim, istiklal harbine başlayamazdım.
( Kuğunun son ötüşü Boğaziçi yy)

MEDİNENİN BOŞALTILMA KARARI KONUŞULURKEN

Ali Fuat (Eden) paşa anlatıyor.
Gün gelecek bölge boşaltılacak, oralarda şehit ve gazilerimizin hatıraları bilinmez kabirleri kalacaktı.
“Tam bu görüşmeler sırasında elektrikler söndü.(Şamda) Birdenbire ceryan kesilmiş ve bütün şehir karanlıkta kalmıştı. Cemal paşa kalkıp bir şamdan getirdi. Ordu kumandanını yüzü sapsarı idi!.. Medine-i Münevvereyi bırakmaya karar vermiş olduğundan dolayı vicdan azabı duymuş, bu azap çehresine aksetmiş ve tam karar verdiği anda karanlığın çökmesini, semavi bir gazap işareti sayarak ürpermiş, sararmıştı..”
“Mustafa Kemal Paşa(Atatürk), ışıkların sönmesini ne hayra, ne de şerre yormuş görünüyordu. Mumun zayıf ve titrek ışığı altında boşaltmanın nasıl yapılacağı konuşuldu. Boşaltma kararı verildikten sonra, en mühim mesele, bu kararı tatbik etmekti.”
Fahrettin paşa Medineyi boşaltmamak için direniyordu…2. Ordu Kumandanlığı vekaletinde bulunan Mustafa Kemal Paşa Ordu Kumandanı yetkisiyle ” Hicaz Seferi Kuvvet Komutanlığı”na Enver Paşanın teklifiyle atanmasına müteşekkir kalacağını Enver paşaya arz eder.
Bu atamadan sonra hemen bölge ye hareket etmesi istenmişti Mustafa Kemal Paşadan. M.Kemal Paşa doğruca Medine ye gidecek yerde Şam’a uğramayı tercih etti ve Şam da 4’ncü Ordu Kumandanı Cemal paşa ile görüştü. “Mustafa Kemal paşa;” Mademki Medine nin boşaltılmasına karar verildi ; sadece bu kararı tatbik etmek için Medine ye gitmeye mahal yok. Medine yi şimdiye kadar kim savunmuşsa boşaltılmasını da o yapsın!..” diye kestirip attı. Cemal Paşa Mustafa Kemal Paşanın tereddütlerine hak vermiş görünüyordu. Ali Fuat Paşanın direnmeleri sonucu değiştirmedi.
Mustafa Kemal Paşa Medine gibi İslam dünyasının gözbebeği bir beldeyi boşaltmak vebalini taşımak istemiyordu. Tam bu sırada ışıkların sönmesi, her tarafı karanlığın kaplaması, tesadüfte olsa, ruhu ürperten bir olaydı….
(Batı Trakya Türkleri ve Medine Müdafası İsmet Bozdağ Emre yay)

Hayatı “çaresizliklerle” dolu bir adamın öyküsüdür!

7 Yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı.
8 Yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı.
10 Yaşında yüzü kanlar içinde kulaçtık şekilde, ı/eni okulundaki hocasından dayak yedi.
17 Yaşında okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
24 Yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 Yaşında sürgüne gönderildi.
27 Yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.
30 Yasında kemlisi başka şehirleri düşman dinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.
30 Yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 Yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 Yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.
38 Yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
3S Yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoklu ve başkasından bir redingot Ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.
38 Yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 Yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
39 Yaşımla idam cezasına çarptırıldı. Sonra ne mi oldu?
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!

Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.

Şimdi düşünün, sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk’ün karşısına çıkmamış bir engel var mı?
Başarınızın önündeki engel ne? Paranız mı yok? Atatürk’ün de yoktu! Sağlığınız mı bozuk? Atatürk’ün de bozuktu! Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? Atatürk’ün de vardı! bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu? Atatürk’ün de başına geldi! Aileniz çok zengin değil miydi? Atatürk’ünki de değildi! Amirleriniz hakkınızı mı yiyor? Atatürk’ünkini de yemişlerdi! Sizden daha beceriksiz ama hırslı insanlar, sizden daha hızlı yükselip size amirlik mi yapıyor? Atatürk’ün de başına gelmişti! Geçmişte bazı denemelerinizde başarısız mı oldunuz? Atatürk de olmuştu! Hakkınızda idam fermanı çıktığı için mi başarılı olamıyorsunuz? Atatürk’ün de başına gelmişti! 
                                               Mümin sekman “insan isterseden” alınmıştır.

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*